Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan
Korolar Festivali bitti ama ben hala o güzel müziğin, verilen mesajların, yaratılan büyülü atmosferin etkisinden sıyrılıp da çıkamadım.
Müzikler nefis, katılan gruplar eşsiz, yöneten şefler ise mükemmeldi.
Festival boyunca sıradan konserlere şahit olmadık. Verilen mesajlar, söylenen şarkılar, kurulan korolar, seçilen koristler, yansıtılan temalar hep özeldi ve her performansın bir anlamı, evrene, toplumlara, insanlığa gönderilen çağrıları vardı.
Ortak bir vatanda yaşamak isteyen Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların tüm engellemelere ve baskılara rağmen kurdukları Kıbrıs´ta Barış İçin İki Toplumlu Koro, festivalin en ilgi çekenlerinden olurken, konseri izleyen herkesi gözyaşlarına ve barışa özleme boğdu.
Türkiye´de koro müziğini sevdirmede, farkındalık yaratmada önemli bir isim olarak gördüğüm Masis Aram Gözbek, Festivale Boğaziçi Caz ve Boğaziçi Gençlik Korosu ile katılırken mütevazi tavırları ve organizasyon ekibine verdiği destek ile de festivalin en sevilenlerinden oldu.
Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği Otello Çoksesli Korosu Şefi Erkan Dağlı ise müzik bilgisi, sempatisi ve dostluğu ile organizasyona festival sırasında en çok emek verenlerdendi.
Bu üç koronun dört başarılı ve farklı koro şefi ile müzik aralarında sohbet ettik ve koro müziğinin topluma etkilerini konuştuk.
Lena Melanidu, Kıbrıs´ta Barış İçin İki Toplumlu Koro´nun Rum Şefi
Barış korosuna nasıl dahil oldunuz?
Lena Melanidu:1997 yılıydı, Türk tarafında yaşayan insanlarla tanışmak istedim. Bu insanların ne yaptıklarını, ne istediklerini, kim olduklarını öğrenebilmem için kendim tanışmalıyım dedim. Tanıştık, çok konuştuk. Bir sürü fikir ve duygu paylaştık. O uzun konuşmaların sonrasında neler yapabiliriz diye birbirimize sormaya ve fikir üretmeye başladık. Ortaya koro fikri çıktı ve başladık şarkılar söylemeye. Söyledikçe yakınlaştık, yakınlaştıkça paylaşımlar attı, paylaştıkça birbirimizi anlamaya başladık.
Sizleri engellemek isteyenler oldu mu?
Lena Melanidu:Yakınımızda olanlar çok pozitifti ama tabi ki her iki tarafta da aşırı milliyetçiler vardı ve her türlü ortak paylaşımdan rahatsız oldular. Herkes istediğini düşünmekte serbesttir dedik ve devam ettik. Birbirimizi tanıdıktan sonra çok önemli tecrübeler kazandık ve bu önemli tecrübeler sonucunda kalplerimiz ve beyinlerimiz yeni mutlu kazanımlar elde etti. Yani biz asla kaybetmedik, kazandık.
Zaman zaman adada tansiyon yükseliyor, bunlar sizi nasıl etkiliyor?
Lena Melanidu:Koronun ilk yılı adadaki olumsuzluklar bizleri de etkiledi. Özellikle referandumda bizlerin hayır, Türklerin ise evet demesi koroda bir sallantıya sebep oldu. İnsanların duyguları incinmişti ama siyasetin olumsuz etkisini atmayı başardık ve sıyrıldık o havadan. Biz asla siyasi bir grup değiliz, şarkı söylüyoruz çünkü barışın gücüne ve sanatın gücüne inanıyoruz. Negatif duygulardan kurtulduğumuzda çok güzel bir iletişim kurabildiğimizi gördük ve siyaseti korodan tamamen çıkarttık. Siyasilere ve olumsuz düşünenlere de şarkı söyleyerek ulaşabileceğimize ve onlara yardımcı olabileceğimize inandık.
Şu an ada genelinde olumlu bir hava var, bunda etkiniz olduğunu düşünüyor musunuz?
Lena Melanidu: Politikacılar için bilemem ama her iki tarafın insanları üstünde olumlu bir etkimiz olduğunu düşünüyorum. Her iki yakadan insanları bir araya getirerek, köprüler kuruyoruz. Korodaki arkadaşlarım bu buluşmalarda insanlara ?evet biz çözüm istiyoruz? dedirten bir atmosfer yaşatıyorlar. Koromuza çok büyük bir saygı var çünkü prensiplerimiz var ve prensipler doğrultusunda oluşan bir güven ortamı var. Birbirimize her zaman doğruları söylüyor, çirkin ya da güzel şeylerin üstünü örtmüyoruz. Sadece bir kısmımız için iyi olanı değil, hepimiz için iyi olanı araştırıyor, buluyor ve ortak çözümde buluşuyoruz. Ortak mutluluk ve hüzünlerde buluşuyor, birlikte üzülüp birlikte seviniyoruz.
Kıbrıs bir bütün ve hepimizin. Çözüm nasıl olur bilmiyorum ama güzel olan artık siyasiler de çözümden yana, o yüzden çok umutluyum.
Festival ile ilgili duygularınız nelerdir?
Lena Melanidu: Festivale bayıldım. Buraya davet edilmekten büyük onur duyduk. Çoğunluğu Türk korolardan oluştuğu için nasıl karşılanacağız, nasıl iletişim kuracağız gibi endişeler ile geldik ama inanılmaz güzel duygular ve dostluk ile karşılandık. Koroyu olduğu gibi kabullenen, pozitif düşünceli insanlarla sarmalandık. Konser sonrası ise herkes bize koştu. Bizi dinleyen herkes mesajımızı almıştı. Biz barışı haykırdık burada, insanlar da bizlere sarıldı ve bizleri destekledi. Burada bu atmosferi soluduğum için mutluyum. Hiç kimsede ne bir önyargı gördüm ne de negatif bir elektrik aldım, kültüre, sanata ve şarkı söylemeye aşık insanlarla karşılaştım bu festivalde, harika dostlar edindim, muhteşem dostluklar ile adama dönüyorum.
Kürşat Tilki, Kıbrıs´ta Barış İçin İki Toplumlu Koro´nun Türk Şefi
Sizin koro ile buluşmanız nasıl oldu?
Kürşat Tilki: Bildiğiniz gibi 2003 yılında Kıbrıs´ta bir referandum yaşandı. Bu referandum sürecinde Kıbrıslı Rumlar çoğunluk olarak plana hayır, Kıbrıslı Türkler ise çoğunluk olarak evet dedi. Koro içerisindeki arkadaşlar arasında bir hayal kırıklığı yaşandı ve birçok arkadaş buna üzüldü. Çoğu koroyu bıraktı, buna benden önce görev yapan Türk Şefimiz de dahil. Barış için mücadele etmenin sonu yoktur, engeller olacaktır ama yol devam etmeliydi, koro her şeye rağmen devam etmeliydi. O dönemde bana koro şefi olur musun diye teklif geldi. Ben koronun çalışmalarını dışarıdan izleyen ve destekleyen birisiydim. Kabul ettim. 2005 yılında dahil oldum. 10 yıldır koroyu çalıştırıyorum.
Koroya dahil olduğunuz için olumsuz tepkiler de alıyor musunuz?
Kürşat Tilki: Zaman zaman alıyoruz ama biz alıştık tepkilere. Olumlu tepkilerin olumsuzlara göre daha çok olması bizim için daha önemli.
Koro´da en önemli şey ne?
Kürşat Tilki: Denge. Türklerle Rumlar arasında çok hassas bir denge gözetmeye çalışıyoruz. Gerek şefler olarak gerek parça seçimi olarak. Koristlerin sayısı aşağı yukarı eşit sayıda. Yönetimde eşit sayıda komite üyesi var, konserlerde eşit sayıda Türkçe eşit sayıda Rumca şarkılar söylüyoruz. Sahne de eşit şekilde durmaya çalışıyoruz. Eşitliği önce kendimiz yaşayıp kendimiz sağlayıp, sonra insanlara göstermeye çalışıyoruz.
Zor olmuyor mu eşit kalmaya çalışmak? Siyasi kıpırdanmalardan koro nasıl etkileniyor?
Kürşat Tilki: Bizim duygularımız, amacımız belli, Kıbrıs´ta barış olması. Kıbrıs´ın birleşip çocuklarımızın ve torunlarımızın daha iyi bir Kıbrıs´ta yaşamalarını istiyoruz. Dünya giderek globalleşmeye giderken biz neden eski düşüncelerde kalalım.
Hep müzisyen mi korodakiler?
Kürşat Tilki: Hayır. Sadece şefler müzisyen. Meslekler tamamıyla müzik dışında. Doktorlar, mühendisler var. Tamamen amatör ama enerjileri yüksek insanlar var koroda.
Koro nasıl mesajlar veriyor?
Kürşat Tilki: Hem güneyde hem kuzeydeki eğitim sistemindeki yanlış unsurların değişmesi gibi konularda mesajlar vermeye çalışıyoruz.
Barışa nasıl bir katkınız olacak sizce?
Her yerde barış mesajları verdiğimiz için giderek insanların kafasındaki ön yargıları yıktığımızı düşünüyoruz. Siyasetçilerin yapacağı anlaşma imzalamaktır. Sudan çıkmış balık gibi iki toplumu bir araya getiremezsiniz. Koro, gittiği her yerde verdiği her mesajla toplumları anlaşmaya, çözüme, barışa hazırlayan bir unsur. Önce beyinlerdeki ön yargıları yıkmalı insanları barışa hazırlamalıyız.
Adanın her iki yakasında da konserler veriyor musunuz?
Kürşat Tilki: Biz Karpaz´dan Baf´a kadar her yerde konser veriyoruz. Konser verdiğimiz yerlerin sayısı her geçen gün artıyor. Artık davet edildiğimiz yerlere yetişemiyoruz. Festivalden festivale koşuyoruz.
Çanakkale´deki festival ile ilgili sizi en çok etkileyen ne oldu?
Kürşat Tilki: Çanakkale´deki festivalde beni en çok etkileyen konserimizin sonu oldu. Kıbrıs´ın bölünmüşlüğünü vurgulayan bir çocuğun ağzından babasının sitemini ?Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan´ ana fikri ile yazılmış bir şiirimiz vardı. Bunun söz yazarı Kıbrıs´lı bir Türk. O sözleri alıp müziklendiren ise Kıbrıs´lı bir Rum, Marias Tokhas. Biz her zeminde bu şarkıyı söylüyoruz ve onu söyledikten sonra inanıyoruz ki artık hiçbir söze hacet yok. O şarkıyı söyledikten sonra salonda ağlayan pek çok insan vardı. Böyle bir tepki almaktan gerçekten çok etkilendim. İnsanları etkileyebilmek bizi de etkiledi.
Bu festival size nasıl duygular yaşattı?
Türkiye´de gerek enstrüman gerek koro müziği alanındaki gelişmeler beni gerçekten çok mutlu ediyor. Çanakkale´de olmak apayrı bir anlam taşıdı bizim için. Çanakkale Savaşlarının 100. Yılında özellikle barış temasında burada bulunmak anlamlıydı. Misyonumuz olan barış temasını buraya taşımak buradaki bir barış korosu ile sahnede bulunmak da bizim için çok anlamlıydı. İnşallah bu etki kelebek etkisi gibi devam eden bir süreç olur.
Masis Aram Gözbek, Boğaziçi Caz Korosu Şefi
Koro müziği neden önemli?
Masis Aram Gözbek: Koro müziği Türkiye´de çok çok önemli. Koroda söylemek demek yardımlaşmayı öğrenmek, dayanışmayı öğrenmek demek. Birbirimizi daha fazla dinlemeyi öğrenmek demek, daha fazla tolerans göstermeyi öğrenmek, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermek, birbirimizin hatalarını kapatmayı ve bambaşka renkler, bambaşka insanlar, bambaşka kültürlerden kişiler ile bir araya gelip tek bir vücut olmak, tek bir ses çıkarmak demek. Yani biz aslında hep hayalini kurduğumuz birlikte yaşam modelini korolarda zaten bizzat yaşıyoruz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edip onlarla barışık, belli noktalarda köşelerimizi yuvarlayarak bir arada yaşadığımızı öğrenebilmek. Koro müziği bize bunu öğretiyor.
Festivaller bu anlamda neyi sağlıyor?
Masis Aram Gözbek: Bu festival ve bu buluşmalar her zaman heyecan verici. Aslında Türkiye´nin birçok yerinde birçok koro var ve bunların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu tarz festivaller ve böylesi buluşmalarda bizim bu korolarla tanışmamız ve bütün korolarla bir araya gelmemiz, birbirimizin çalışmalarından haberdar olabilmemiz, iletişim kurabilmemiz, müziklerini dinleyebilmemiz adına çok önemli. Bu tarz festivaller ile biraz daha ümitleniyoruz.
Çanakkale Korolar Festivalinde sizi en çok şaşırtan grup hangisiydi?
Masis Aram Gözbek: Sofia Boysquare konseri gerçekten muazzamdı. Bu koroyu burada bizlerin izlemesi inanılmaz bir deneyimdi. Türkiye´de bir koro müziği geleneği oluşturabilmek istiyoruz ve böyle bir örnekle karşılaşmak çok önemliydi. Bu konser bu festivalin en önemli anlarından biriydi bence.
Hayaliniz nedir?
Masis Aram Gözbek: Hayalim tüm Türkiye´nin korolarla dolması, çocukların çok küçük yaştan itibaren hep korolarla şarkı söyleyerek büyümesi ve hayata çok daha olumlu çok daha pozitif bakan bir toplum, daha barış dolu, sevgi dolu yaşamı özleyen ve isteyen, bunun için çabalayan bir nesil olmamız.
Koronuz ile birlikte toplumsal mesajlar veriyorsunuz, neden?
Masis Aram Gözbek: Sanatı toplumdan bağımsız olarak düşünemiyoruz. Bir toplumdan yetişen bir sanatçı veya sanatla uğraşan bir kişi kendi beslendiği toplumu geri beslemezse orada o ilişkinin sürekliliğinden bahsedemeyiz. Bizim için sanatçının misyonlarından bir tanesi de içinde bulunduğu topluma ve toplumsal olaylara hassasiyet göstermesidir. Tüm ekibin her zaman ilk önceliği bu oldu. Her olaya ?hadi bir şeyler yapalım? diye yaklaşmadık. Bizim doğru bulduğumuz şey sanatçının söz söylemesidir. Hocamın bir sözü var, sanat söyleyecek sözü olanın işidir. O yüzden bizim de söyleyecek bir sözümüz var, hiçbir zaman çekinmiyoruz. Boğaziçi Caz, kimsenin cesaret edemeyeceği şeyler yaptı, yapmaya da devam edecek.
Erkan Dağlı, Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği Otello Çoksesli Korosu Şefi
Erkan hocam, Mağusa özel bir şehir değil mi?
Kesinlikle. Çünkü Othello´nun şehri, yani Shakespeare hikâyesinin geçtiği şehir. O kale bizim şehrimizde. Othello Kalesi´nin üstündeki Saint Mark aslanını ise biz kendi koromuzla bütünleştirdik. Saint Mark kanatlı aslanını ayağa kaldırdık ve o aslanı koro şefi olarak ifade ettik. Onun o sanatsal, estetik çizgilerini koroyla bütünleştirdik.
Koronuz kimlerden oluşuyor?
Üniversite öğrencilerinden, müzik öğretmenlerinden ve amatörlerden oluşuyor.
Müzik eğitimi alanlarla, amatörleri bir araya getirmek zor olmadı mı?
Bazen sıkıntı oluyor, nota okuyamıyorlar.
Koronuzun misyonu nedir?
Kıbrıs çok sesli koro türkülerini, önce Türkiye ve Anadolu topraklarına yaymak, sonra da Avrupa´daki koroların Kıbrıs´ta bestelenen koro eserlerini söylemelerini amaçlıyoruz. Kıbrıs´ı koro adası yapmak istiyorum, her yerden korolar çıksın istiyorum.
Koronuz ile ilgili idealleriniz neler?
Avrupa´ya açılmak ve çalıştığım 3 koroyu da Avrupa´ya götürmek istiyorum. Othello, Doğu Akdeniz Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Korosu, DAÜ Çocuk Korosu korolarını çalıştırıyorum. Her biri benim çocuğum gibi, hepsine farklı farklı ama aynı düzeyde enerji veriyorum. Önümüzdeki yıl Makedonya´da yapılacak festivale katılmak istiyoruz.
Koroların nasıl bir önemi var sizce?
Demokrasi! Neden demokrasi, insanlar birbirlerini dinliyorlar, birbirleriyle konuşuyorlar, birbirlerini algılamaya çalışıyorlar, hissediyorlar. Toplumların demokrasisinin gelişmesi için koroların önemi çok büyük. Çünkü toplu müzik yapıyorsunuz ve farklı sesleri kabulleniyorsunuz ve bir armoni içinde sunuyorsunuz.
Ben de önümüzdeki Kıbrıs Festivali´nde barış temasıyla çalışmalar yapacağım. Barış konusunda bıkmadan konuşmamız lazım, önce iç barışımızı sağlamış olmamız lazım. Kıskançlıktan, kötü fikirden uzak durmak lazım, kimse kimseden üstün değildir bu nedenle tavsiyelere kulak vermek lazım.
Kaçıncı kez Çanakkale Korolar Festivalindesiniz?
2. kez Çanakkale Korolar Festivaline geliyoruz, çünkü ben Çanakkale Korolar Festivalini çok önemsiyorum. Burada büyük bir paylaşım var. Mete Gökçe çok önemli bir isim. 5 senedir birlikte projeler yapıyoruz. Çanakkale´ye Othello Troya´da diye bir sloganla geldik. Othello´yu Troya´ya taşıdık sanatsal, kültürel ve turizm olarak. Bu festivale sıradan bir şeye bakar gibi bakmıyorum. Geldi, konuştu, şarkı söyledi ve gitti değil, ne kadar paylaştık, kalplere ne kadar dokunduk, ne kadar sevgi ektik. Ben bunlara bakıyorum. Çünkü kültürünüzü aşılayabilmeniz için önce insanların yüreklerine dokunmanız lazım.
Nasıl duygularla geldiniz Çanakkale´ye?
Bu gelişimizde de ilki gibi hatta daha da fazla heyecanımız var. Koronun en çok gelmek istediği festival Çanakkale Korolar Festivali. Çok iyi ağırlandık. İnanılmaz bir sevgi seli var. Özellikle benim kendime gelmem için biraz zaman geçmesi gerekecek. İki toplumlu koronun konserinde ağladım mesela. Rumlar ve Türkler iki toplumlu koro olarak buradalar ve barış mesajı veriyorlar.
Önceki gelişiniz ile şimdiyi kıyaslar mısınız? Festivali nasıl buldunuz?
Festival her sene kendini aşıyor. Çok başarılı buluyorum. Salon konserleri, sokak konserleri şahaneydi. Bence Çanakkale´de bir uyanış var. Toprağın altından yeni bir Çanakkale doğuyor. Emekli olduğumda burada yaşamak isterim, dostlarım, şehrin insanları çok güzel. Çanakkale yaşanacak şehir.
En çok etkilendiğiniz koro hangisi oldu?
İki toplumlu korodan çok etkilendim. Savaşan bir toplum ama şu an hep birlikte barış diyoruz. Mete Gökçe´nin Konrul´un disiplini ise şahaneydi, tınıları çok güzeldi.