l binasında gerçekleştirilen açıklamaya partinin il ve ilçe başkanları ile İl Genel Meclis Üyesi Halil Ertuğrul da katılım sağladı. Toplantının öne çıkan başlıkları arasında Güzelyalı Kavşağı'ndaki trafik sorunu, Ezine Gıda İhtisas OSB’deki yetki krizi ve günün krizi AK Parti Çan Belediye Meclis Üyesi Tandoğan Tolga’nın sosyal medya paylaşımı vardı. AK Parti Çan Belediye Meclis Üyesi Tandoğan Tolga’nın sosyal medya üzerinden yaptığı “50 yıllık kalleşliği bitiren, 100 yıllık kahpeliği de bitirir” paylaşımı, bugün kamuoyunda geniş yankı buldu. . Milletvekili Güneşhan, bu konuda şu ifadeleri kullandı: “ Tandoğan Tolga isimli şahsın yaptığı paylaşımla ilgili artık gerçekten söylenecek söz bulamıyorum. Şu anda biz sadece beklemedeyiz. Acaba AKP İl Yönetimi bu şahısla ilgili nasıl bir karar alacak, ne yapacak, bunu hep birlikte göreceğiz. Ondan sonra biz de gerekli açıklamalarımızı yapacağız.” Milletvekili İsmet Güneşhan, uzun süredir gündemde olan Güzelyalı Kavşağı meselesiyle ilgili sert ifadeler kullandı. Güneşhan, şunları söyledi: “ Biz bu konuda bir istişare ve değerlendirme yaptık, ancak o günden bugüne hiçbir yanıt alamadık. Diyelim ki CHP'li belediyenin söylemi nedeniyle alt geçit ya da üst geçit yapılmadı; peki o zaman oraya trafik ışığı koymak bu kadar mı zor? Kaç para? İki günde halledilecek bir iş. Ama görüyoruz ki niyetleri iş yapmak değil. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanlığı, ilgili kurum ve kuruluşları bunu yapamayacak mı? Bu olacak iş mi?” Güneşhan, Çanakkale’nin tarım ve sanayi vizyonu açısından stratejik öneme sahip Ezine Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Aylardır süren yönetim krizinin sorumlusunun yasalara uymayan taraf olduğunu söyleyen Milletvekili Güneşhan: “Ezine OSB’nin Çanakkale için çok önemli bir yatırım olduğunu söyleyen Güneşhan, ‘Çanakkale’nin ekonomik yapısı ve vizyonuna da baktığımız zaman tarım ve tarıma dayalı bir sanayiden oluşmaktadır. Ezine de bu vizyonun tam merkezidir. Dolayısıyla Organize Sanayi Bölgesi’nin bir an önce faaliyete geçmesi çok önemli ama maalesef aylardan beri bir yönetim krizi var. Bu kriz bizden kaynaklanmıyor. Bu daha çok yasaları, kanunları uygulamak istemeyen bir yönetim anlayışından kaynaklanıyor. Yasa açık net; ‘Müteşebbis heyeti, İl Özel İdaresi Meclisi tarafından atanır’ diyor. Şimdi yetki bizde. Yani şimdi biz şu dönem İl Özel İdaresi’nde iktidarız. İktidar olduğumuz yerde de elbette ki haklı olarak müteşebbis heyetini bizim belirlememiz gerekiyor. Biz bu belirlemeyi yaparken de istişare içerisinde yapılması için çaba gösterdik. Ancak gelinen noktada, bu olmadı ve İl Genel Meclis toplantısında da listemizi oluşturduk. Ankara’ya bakanlığa götüreceğiz. Bakanlık büyük bir ihtimalle listemizi onaylayacaktır ve onayladığımız listeden güzel bir yönetim kurulu çıkartacağız ve Organize Sanayi Bölgesi’nin yeni yönetimi ile çalışmalarını sürdürmesini sağlayacağız. Bizim şahıslarla hiçbir işimiz yoktur, işini iyi yapan, doğru yapan, dürüst yapan insanların her zaman için başımızın üstünde yeri vardır, ama işini iyi yapmayan biri olursa da onunla da yollarımızı ayırırız.”Toplantıda Türkiye genelindeki siyasi gelişmeleri de değerlendiren Güneşhan, son dönemde CHP’li belediye başkanlarına yönelik artan gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekti. Güneşhan’ın açıklamaları şöyle: “Cumhuriyet Halk Partili belediyelere dönük gözaltı ve tutuklama furyası, hukuki sınırlar içinde yürüyen bir sürecin parçası olamaz. Bu, doğrudan halkın sandıkla tecelli etmiş iradesini hedef alan sistematik bir sindirme operasyonudur.Son olarak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar ve Şile Belediye Başkanı Sayın Özgür Kabadayı tutuklandı. Adıyaman Belediye Başkanı Sayın Abdurrahman Tutdere ise gözaltının ardından ev hapsi kararıyla serbest bırakıldı.Bugün Türkiye’nin açık ara birinci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne, artık azınlığa gerilemiş Türkiye’nin ikinci partisi tarafından yargı eliyle bir operasyon düzenlenmektedir.Tek adam rejimi CHP’ye karşı açıkça düşman hukuku uygulamaktadır. Bu operasyonlar, doğrudan Türkiye’nin anayasal düzenini ve halkın yönetime katılma hakkını hedef tahtasına oturtmaktadır.Seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması, somut delillere dayanmayan gözaltılar ve siyasi bağlantılarla örtüşen iddianameler, yürütülen sürecin hukuki gerekçelerden çok siyasal hesaplarla biçimlendirildiğini açıkça göstermektedir.Hukuk sistemi, bağımsız ve tarafsız bir adalet anlayışına dayanmaktan uzaklaşmıştır. İktidarın müdahale araçlarından biri haline getirilmiştir.Ortaya çıkan tablo, hukuk açısından geçersiz temellere dayanmakta; siyasi düzlemde vesayet anlayışını yeniden diriltmekte ve toplumsal düzlemde güvensizlik ile yılgınlık yaratmaktadır. Seçme ve seçilme hakkı görünüşte korunuyor olsa da pratikte işlevsiz hale getirilmiştir.”
