G-FHW3XDLFVQ
Güler yaptığı açıklamada; ? AKP Belediye Meclis üyesi ve Grup Başkanvekili Sayın Tülay Ömercioğlu önceki gün bir basın açıklamasıyla Başkanımız Ülgür Gökhan´ ı yine haksız ve aslı olmayan iddialarla suçlamış? dedi.
Güler açıklamasında; ?Esasen yapılan tamamen bir algı operasyonudur. ?Çamur at, tutmazsa bile izi kalsın? mantığıyla yapılan ve gerçekleri çarpıtarak siyasi taraftarlarına mesaj verme çabalarıdır. Ancak bu çabalar gerçeğe dayanmadığı için, tamamen gerçekleri çarpıtarak başkanımız ve partimiz sanki terörle ilintili imiş gibi bir algı yaratmaya dönük olduğu için, her seferinde boş bir çabadan öteye geçmiyor ve iddia sahiplerini kamuoyu önünde komik duruma düşürmekten başka bir işe de yaramıyor. Çünkü Çanakkale halkı bilinçli bir halk, okuyor araştırıyor, başkaları gibi sadece yandaş medyayı takip etmiyor, her türlü yayını izliyor ve gerçekleri çok iyi biliyor. Çanakkale halkının çok iyi bildiği gerçekleri üzücüdür ki bazıları bir türlü göremediğinden (esasen görmek istemediğinden ) hep çamur atma siyasetine devam ederek siyaset yaptıklarını sanıyorlar. Halbuki bilmiyorlar ki, bu yöntemlerle yaptıkları tek şey toplumu kamplaştırmak, kutuplaştırmak, ayrıştırmak, birbirine düşman etmek. Ben, 15 Temmuz hain darbe girişinden sonra olağanüstü toplanan ilk Belediye Meclis toplantısında ve onu takip eden Eylül, Ekim, Kasım ayları Meclis toplantılarında , partimizin genel politikalarına uygun olarak ?ülke olarak her yönüyle (yani ilke içi ve dışı tehditler, ekonomi , sosyal barış , adalet ve hukukun üstünlüğü gibi bir çok önemli konuda ) fazlasıyla sıkıntılı ve zor günler geçirdiğimizi, giderek her şeyin hızla kötüye gitmekte olduğunu , bu durumdan bir an önce çıkmamız gerektiğini , bunun içinde mutlaka hoşgörüyü, birlik ve beraberliğimizi sağlayıp güçlendirmemizin şart olduğunu , birlik beraberliği sağlamak içinde sorumluluk taşıyan tüm siyasilerin halkı kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı , düşmanlığa sevk eden söylemlerden ve eylemlerden kaçınması gerektiğini ısrarla Cumhuriyet Halk Partisi meclis gurubu adına ifade ettim. Birlik ve beraberlik çağrısı yaptım, ülkemizin içinde bulunduğu bu zor günleri hoşgörü ve dayanışmayla aşabileceğimizi anlattım, artık gerçekleri çarpıtarak ve olmayan şeyleri olmuş gibi göstererek çamur atma siyasetinin bitirilmesi gerektiğini defalarca söyledim.
Ama üzülerek görmekteyiz ki yaklaşık iki yıldır AKP nin ilimiz siyasi temsilcilerinin ve
yetkili konumda olanlarının ısrarla sürdüğü insanları ayrıştıran, kışkırtan, ortamı geren söylemlerini ve bu algı yönetimini bitirmeye hiç niyetleri yok. Başkanımız defalarca kendisine yöneltilen haksız suçlamalara karşı açıklamalar yaptı, Çanakkale halkı neyin ne olduğunu çok iyi anladı. Fakat AKP yöneticilerince tüm bunlar görmezden gelinerek, eski asılsız konular tekrar tekrar gündeme getiriliyor. Bizim tüm olumlu mesajlarımız maalesef bir karşılık görmüyor. O zaman daha öncede söylediğim gibi aynayı onların yüzüne tutmak ve gerçeklerle yüzleşmelerini sağlamaktan başka çaremiz kalmıyor. Belki böylelikle ?çamur at izi kalsın siyasetinden? vazgeçerler. Öncelikle bir şeyi tesbit etmemiz lazım. AKP iktidara gelmeden önce terör eylemlerinden şehit olan asker, polis, korucu ve güvenlik görevlileri sayıları ile AKP´nin iktidara gelmesinden sonraki şehit sayılarımızı karşılaştırmak bile yürekleri yakmaktadır. AKP´nin iktidar olmadan önceki 2000 yılında 29, 2001 yılında 20, 2002 yılında ise sadece 7 asker, polis ve güvenlik görevlisi şehit olmuştur. AKP iktidara geldikten sonra şehit sayımız her yıl giderek hızla artmaya başlamıştır. 2003 yılında, 31, 2004´te 73, 2005´te 105, 2006´da 111, 2007´de 146, 2008´de 171, 2009´da 141, 2011´de 162, 2012´de 144, 2013´te 107, 2014´te 120 şehidimiz var. Sadece 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonraki 1 yıllık dönemde 532 asker-polis şehidimiz var. Bu sayılara sivil vatandaşlarımızın ölümleri dahil değildir. Onları da kattığınızda korkunç bir durumla karşı karşıya olduğumuz görülmekte. Peki, bu akan kanın sorunlusu kim? 14 yıldır ülkeyi yöneten iktidar değil mi? İktidarın yanlış politikaları sonucu ne yazık ki binlerce vatandaşımız şehit oldu, öldü, yaralandı, sakat kaldı. Hatırlayın biraz geçmişi, çözüm süreci denilen dönemleri. Biz ?yanlış yapıyorsunuz, terör örgütüyle kapalı kapılar arkasında pazarlık yaparak çözüm süreci sağlıklı yürümez, çözümün yeri milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM´dir? dedik, ama dinletemedik. Oslo´da kapalı kapılar ardında terör örgütüyle görüşenler, pazarlık yapanlar kimlerdi? O görüşmelerin kayıtları internete ve basına yansıdı, bir zahmet okuyun sayın AKP yetkilileri. Görün gizli saklı neler neler konuşulmuş. Daha sonra Öcalan´ ı ve PKK´yı aklayan açıklamalarınız var. Bunları da bilmiyorsanız açın interneti ve basını tek tek görün hepsini. İnanın onları okuduğunuzda söyleyecek söz bulamayacaksınız. Çok hatalı söz ve eylemleriniz var o dönemde, ayrı ayrı hepsi iç acıtan. Birisi çok fazla iç acıtmıştı. 2013 yılında o dönem AKP Genlik Kolları başkanı ve daha sonra İstanbul Milletvekili olan şahsın söylediğini hatırlıyor musunuz? Hatırlatayım o zaman; ?ne TSK askerleri ashab-ı kiram kadar şerefli, ne de gerilla müşrikler kadar düşman? demişti. Bunları sizler söylediniz, bizim şehitlerimize ?kelle? demeniz kadar, şehitlerimizin şereflerini teröristlerle bir tutma gayretinizde ülkesini seven sağduyulu herkesi çok yaraladı. Bir de Habur çadır mahkemesi olayı var, onu da hatırlıyor musunuz? Siyaset ve yargı tarihimizin utanç sayfalarından birisi maalesef AKP iktidarında yaşandı. Davul zurnayla karşılanan teröristlerin ayağına kadar, doğal hakim ilkesine aykırı olarak Habur´a sınıra mahkeme götürüldü ve ifadelerinde pişman olmadığını açıkça ve ısrarla belirten teröristler pişmalık yasasından faydalandırılarak serbest bırakılmıştı. O sahneleri bir gözünüzün önüne getirin, umarım utanacaksınız.
O dönemde Öcalan´dan, PKK ve HDP den iyisi yoktu sizin için. İmralı´ya, Kandile heyetler gönderiyor, HDP ile Dolmabahçe Sarayında anlaşıyor ve poz veriyordunuz. Hatta devlet kurumlarının tabelalarından Türkiye Cumhuriyeti ibaresini söküyordunuz, kaldırıyordunuz, milliyetçiliği ayaklar altına aldık diye övünüyordunuz. Niye? Çünkü verdiğiniz tavizlerle Başkanlığı alacağınızı umuyordunuz. O zaman birlikte hareket ettikleriniz Milliyetçiler değildi, başkalarıydı, o yüzden bu sözleri kolaylıkla söylüyordunuz. Ama ne zamanki başkanlık konusunda anlaşamadınız, birden her şey tersine döndü. PKK ve HDP´yi öven hoş gören açıklamalarınızın yerini birden milliyetçi söylemler almaya başladı. Şimdi de o kesime hoş görünmeye çalışıyorsunuz. Ancak herşey kamuoyunun gözü önünde, artık sizin ne olduğunuz ve ne yapmak istediğiniz ortaya çıktı, bilinçli insanları kandırmanız çok güç.
Fakat bu arada sizin geçmişteki yanlış politikalarınız sonucu ülkede olan olmuştu, terör örgütü elini kolunu sallaya sallaya şehirlere silah ve bombaları yığınak yapmıştı. Bunlara bile bile göz yumduğunuzu, çözüm süreci hatırına görmezden geldiğinizi bizzat yine siz AKP´liler söylediniz. Siz unutmuş olabilirsiniz ama kayıtlar duruyor ve tarih unutmaz. Ve sonra büyük acılar, büyük terör eylemleri 7 Haziran 2015 ? 7 Haziran 2016 arası 532 asker, polis, güvenlik görevlisi şehit. Bir o kadar sivil vatandaşımızın kaybı. Bunların hepsinin günahı vebali üzerinizde, sizin yerinizde olmasam vicdan azabından gözüme uyku girmez. Ancak siz ne yapıyorsunuz, sorumluluğunuzu kabul edip hatanızı telefi edeceğinize, bu işlerde hiç bir hatası olmayan muhalefete çamur atarak kendinizi aklayabileceğinizi sanıyorsunuz. Sizin FETÖ terör örgütüyle de ilişkileriniz sır değil. Biz yıllarca F Tipi yapılanma var, devlet içinde yasadışı örgütleniyorlar, sınav soruları çalınıyor, kumpaslar kuruluyor yargı içinde haksız kararlar veriliyor diye sizi uyarırken, sizler yok öyle bir şey hayal görüyorsunuz, abartıyorsunuz diyordunuz. Ne istedilerse veriyordunuz, tüm devlet imkanlarını emirlerine sunuyordunuz, kumpaslarla hapse atılan subayların yerine F tipi olduğu söylenenleri getiriyor ve ordu içinde en üst düzeylere tırmandırıyordunuz. Sonra ne oldu, Fetö ile güç çekişmesine girdiniz, 17-25 Aralık yolsuzluk iddialarının ortaya çıkmasıyla bir anda yollarınız ayrıldı. Fakat artık onlar ordu içinde çok kilit noktalara gelmişlerdi ve sonunda 15 Temmuz´da silahlı darbe girişinde bulundular. 242 masum vatandaşımızı öldürdüler, yaklaşık ikibin vatandaşımızı yaraladılar. Bu darbeciler sizin arkadaşlarınızdı, kardeşlerinizdi, kısaca ?sizin çocuklar size darbe yaptı? . Ama zararını hem canıyla, hem de ekonomik kayıplarla milletimiz gördü, görmeye de devam ediyor. Darbeden sonra önceki yıllarda yaptığınız hatalarınızı ilk günlerde gördünüz ve ? hatalıyız, Milletimiz ve Allah bizi affetsin ? dediniz. Ama bir ay sonra yine eski üslubunuza geri döndünüz. Darbeyi adeta fırsata çevirdiniz. İnsanların içine korku salan, sindiren, hukuk devleti ilkelerine aykırı uygulamalarla yeni acılar çekilmesine yol açtınız. Muhaliflerinizi susturmak için hukuka aykırı yöntemler kullandınız, kullanmaya devam ediyorsunuz. Ülkeyi hukukun temel normlarına ve çağdaş demokrasiye aykırı hükümler içeren Kanun Hükmünde Kararnamelerle idare etmeye çalışıyorsunuz. Fakat ülke iyi yönetilmiyor, yeni hukuksuzluklar yaratıyorsunuz, hatalar yapıyorsunuz. Hatalarınızdan ders almıyorsunuz, toplumu ayrıştırmaya ve germeye devam ediyorsunuz. Hatalarınızı gözden kaçırabilmek için de muhalefete karşı aslı astarı olmayan haksız suçlamalar yönelterek dikkatleri başka yönlere çekmeye çalışıyorsunuz. Bu sebeple yaklaşık iki yıldır Çanakkale´de partimize ve özellikle Belediye başkanımız Ülgür Gökhan´a karşı haksız saldırılarla algı yönetimi yaratıp kendi kusurlarınızı örtmeye çalışıyorsunuz. Ancak dediğim gibi Çanakkale´nin aydın, bilgili, vicdanlı ve aklı selim halkı sizin bu boş çabalarınızı çok iyi görüyor. Her seçimde doğrudan, dürüstten, barıştan, özgürlükten yana tercihini kullanıyor. Son seçimde de merkezde yaklaşık %55 oyla tercihini yine Cumhuriyet Halk Partisinden ve onun adayından yana koyarak size en iyi cevabı halkımız veriyor, vermeye de devam edecektir?