Ya Bu Deveyi Güdersin, Ya Da Bu Diyardan Gidersin

Ya Bu Deveyi Güdersin, Ya Da Bu Diyardan Gidersin

CHP´de Merkez İlçe Başkanlığına soyunan ve ?Cesur Yürek´ olarak anılan Nadir Ufuk Yavuz kongre öncesi delegelik ile ilgili ilginç bir paylaşımda bulundu

5 Aralık cumartesi günü gerçekleştirilecek CHP Çanakkale Merkez İlçe Kongresi öncesi, 1 Kasım seçimlerinden önce erken bir zamanda adaylığını açıklayan ve bu girişimi ile ?Cesur Yürek´ olarak nitelendirilen Nadir Ufuk Yavuz, kişisel sosyal medya hesabından ?Delege kimdir?? başlığı ile yayınladığı yazı ile dikkatleri üzerine çekti.

Partisinin tüzüğü gereği aday olabilmek için oy kullanacak delegelerin yüzde 10´u kadar imza toplaması gereken Nadir Ufuk Yavuz, delegeliğin tanımlandığı ve yorumlandığı yazıda siyasi partiler yasasından, delegelerin asli görevlerine, parti tüzüğünden statükoya kadar bir çok konu ve kavrama dikkatleri çekti.

İşte Nadir Ufuk Yavuz´un kongre öncesi yayınladığı o yazı:

?Delegenin sözlük tanımı; Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, murahhas, elçi. Diğer bir tanımı ise; Seçilmiş kişi oluyormuş!

Devlet, parti, sendika vb. kuruluşları toplantılarda temsil eden kimse.

Bilimsel toplantılara bildiri sunmak üzere katılan kimse, katılımcı.

Peki delege nasıl seçilir, Kimler ne için onun delege olmasını sağlar, Delege olduktan sonra asli görevi nedir?

Delegenin görevlerini de unutmamak gerek ne yapar bu delege; Efendim hepimizin gönlünde bir siyasi parti veya bir siyasi görüş var olabilir. Lakin gönül verdiğimiz siyasi partinin iyi yönetilmediğini düşünür üye olmayız. Olanlarımızı ise oraya uyum sağlamıştır. Üye olup ta yanlışı doğruyla veya gidişatı değiştirmek isteyenlerimize ise bazı atasözleri ile yanıt verilir. Mesela ?Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin? gibi!

Malum siyasi partiler yasası tüm partilere sanki ortak tüzük hazırlamak istiyormuş gibi veya derinlerden birleri tarafından ülkedeki malum statükoyu koruma görevi verilmişçesine, bütün partilerin üç aşağı beş yukarı tüzükleri bir birlerine çok benzerler.

Siyasi partiler yasasını ise siyasi partilerden çok 12 Eylül anayasası ile belirlenmiştir. Lakin ülkemiz parlamentosu bu yasayı bir türlü değiştirmek istemez, çünkü işine gelmez.

Mevcut siyasi partiler yasası değişmeden hiç bir partide asla köklü değişiklikler olmayacaktır, ancak ki nispi nicel açılımlar olabilir.

Bu siyasi partiler yasasının en büyük özelliği ise üyeyi delege ile kontrol altında tutarak sözüm ona demokrasi adına katılımcılığın sağlanması için delege ağalığının yasallaştırılmasına fırsat tanımasıdır.

Oy kullanmak için sandığa gittiğinizde nasıl ki oyunuzun rengine karışmak bir suç ise, üyeye karışan üyeyi zorlayan delege ağasınınki aksine yasallaştırılmıştır.

İşin garibi yukarıdaki delege ağaları güçlü yönetim, aşağıdaki delege ağalığı zayıf yönetim ister.

Yukarıdaki delege ağaları aşağıdaki delege ağalarının kendine itaat etmesi için güçsüz silik zayıf ve biatkar olmasını isterken kendi delege ağalıklarının ise sağlam yıkılmaz kaleler olmasına özen gösterirler.

Mahalleden genel merkezlere kadar olan delege etapları ?alt, orta ve üst? delege ağalığı olmak üzere 3 aşamada olur.

Bunlar sırasıyla mahalle delegesi, İl delegesi ve Kurultay delegesidir.

Mahalle delege ağaları park, bahçe, büfe peşinde koşar.

İl delege ağaları Belediye Meclis üyeliğinin daim adayıdır.

Kurultay delege ağaları ise ilçe başkanlığı belediye başkanlığı ve bilumum ön sıralardan Belediye Meclis üyeliği ister, çünkü ön sıralar aynı zamanda Büyükşehir Belediyesini yönetir.

Mahalle delege ağası borusunu öttürmek için güçsüz ilçe başkanı ve ilçe yönetimi ile güçsüz il delegasyonu ister.

İl delege ağası güçsüz il başkanı il yönetimi ve zayıf kurultay delegasyonu ister.

Kurultay delege ağası ise içinde kendisinin olduğu güçlü yönetim ve kendisi daha öne çıkması için silik delegasyon isterler.

Kısacası her delege ağasının gönlünde yatan zayıf, silik, başarısız yönetim ve delegasyon yatar, çünkü etrafı ne kadar silik meziyetsiz kişilerle dolarsa kendisi o kadar öne çıkar. Doğal olarak malum parti güçsüz silik ve yeteneksiz olup siyasi partiler tarihinin çöplüğünde yerini alır. İsteyen arkasına şöyle bir baksın siyaset çöplüğünde ne kadarda çok parti var görecektir.

Evet, efendim Siyasi Partiler Yasası değişmeli. Yoksa ?Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin? bu ülke halkının en önemli atasözü olmaya devam edecektir.