İl Başkanı Can açıklamasında; ?On üç yıllık AK Parti iktidarı Türkiye´ye çağ atlatmıştır? dedi. Can açıklamasında şu sözlere yer verdi; ? Dünyanın ilk on ekonomisi arasına ve G20´ye girmiş olmak bu gerçeğin en belirgin ifadesidir. Ülke çapında ekonomi, ulaşım, alt yapı, sağlık, dezavantajlı kesimlere yapılan yardımlar gibi örnekleyebileceğim konular başta olmak üzere yapılan yatırımlar Türkiye´yi yukarıda bahsettiğim konuma yükseltmiştir. Ülkemizin dünyada ve içinde olduğu, uluslararası alanda imzalanmış sözleşmelerle kanıtlanmış olan gelişmişlik ve kalkınma hızı seviyesinde gösterdiği başarı, herkesin imrenerek ve özenerek baktığı bir ülke haline gelmemizin ifadesi olmuştur. Bu durum içte ve dışta AK Parti düşmanlarının da doğmasına sebep olmuş, son bir yıldır bu kesimlerin sabotaj ve engellemeleri ile de mücadele etmek elzem olmuştur. Bu hızlı kalkınma ve yatırımlardan Çanakkale´de kendine düşen payı almış ve ilimizde yukarıda saydığım alanlar başta olmak üzere çok hızlı ve yüksek bir kalkınma yaşanmıştır. Kişi başına düşen milli gelir cumhuriyet tarihinde görülmemiş şekilde katlanarak büyümüştür. Partimizin iktidarı süresinde en yani üyesinden en üst makamlarda hem partimizi hem de ülkemizi temsil eden Başbakanlarımız, hükümetlerimiz gece- gündüz, dur durak bilmeden çalışmışlardır. Bilinen bir geçektir ki çalışan insan veya teşkilat yaptığı doğru ve büyük işlerin yanı sıra bazı hatalar da yapmak durumunda kalabilir. Bu durum o insanların, teşkilatların gerçekleştirdiği doğru ve büyük işlerin değerini asla düşürmez. Buna rağmen, 7 Haziran 2015, 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde, ülkemiz seçmenlerinin bize verdiği işareti çok net şekilde aldık. 1 Kasım 2015 seçimleri için partimizin seçim beyannamesinde ifade edildiği gibi seçmenimizin bize işaret ettiği ve istediği konularda yaptığımız iyileştirici düzenlemeleri iktidar olarak taahhüt altına aldık. Bunlar vaad değil, sözdür. Bu güne kadar Söz verip de yapamadığımız hiç bir şey olmamıştır. Halkımız bunu gayet iyi bilir. Oysa bugün seçmenden oy isteyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) nin son elli yıldır devlet yönetme konusunda hiçbir tecrübesi olmamış, her seçimde muhalefet olmakla yetinen asla sorumluluk altına girmeyen bir anlayışla hareket etmiştir. Üstelik Atatürk´ün kurduğu parti ile hiçbir benzerliği bile kalmamış olan bu parti, terör örgütleri olan PKK, YPG, PYD ve paralel örgütlenmelerin savunuculuğunu yapan, hatta belli alanlarda bu örgütlerin bazıları ile özellikle de Fettullah Gülen ve çevresi ile işbirliğine girmekte tereddüt bile etmemiştir. PKK´nın siyasi kanadı olan HDP nin yaşanan terör ve şiddet olaylarını körüklemesi, PKK ya açıkça destek olması ve talimatlarını yerine getirmesi milletimizin de dikkatle takip ettiği bir gerçektir. Kandil´den ve İmralı´dan aldığı talimatları bire bir yerine getirmekte ve bu mihrakların emrinde olan bir siyasi partiden, HDP den bahsediyorum. HDP, güvenlik ve emniyet güçlerimizin canına kast ederek, onları şehit eden PKK´nın ve diğer terör örgütlerinin işbirlikçisidir. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ise önerilen her şeyi reddetmek, hiçbir şeyi kabul etmemek, siyaseti niye yaptığı ile çelişki içerisinde, sanırım geçici bir hastalığın pençesine düşmekten kutulamamıştır. Ülkemizin PKK ile mücadele ettiği bu zor günlerinde MHP yöneticilerinin böyle sorumsu, kaçak tavırları halkımızın şaşmaz terazisinde ölçülecektir. İşte bu nedenlerle, seçmenlerimize AK parti için ?Tek başına, iş başına´ çağrısı yapıyoruz. AK Parti seçmenimizin teveccühü ile tek başına iktidara getirilmesi halinde tekrar iş başına geçecek ve başkalarının hayallerinin bile yetişmediği ve yetişemeyeceği icraatlarla Türkiye´de yeniden hızlı top yekun kalkınma hareketlerini başlatacaktır. Seçmen beyannamelerinde ifade bulan bütün partilerin içinde vaat ettiklerini harfiyen gerçekleştirebilecek tek parti AK Partidir. Bu sebeple partimiz Türkiye´de yeniden tek başına iktidar olmayı hedeflemiş ve iktidar programını seçim beyannamesi ile taahhüt altına almıştır. Mİlletimize vaad değil SÖZ VERİYORUZ. HER ŞEY MİLLETİMİZ İÇİN? dedi.
