Tarihi alanda bir mezar daha gün yüzüne çıktı

Tarihi alanda bir mezar daha gün yüzüne çıktı

Çanakkale Savaşları´nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası´nda savaştan 103 yıl sonra bile şehit mezarları tespit edilmeye devam ediliyor.

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan başkanlığınca 3 bin şehidin kefensiz yattığı Ağadere Hastane Şehitliğinde yapılan örtü temizliği çalışmaları sırasında 61nci alay 4ncü tabur 15nci bölük mülazım-ı evvel (üsteğmen) Ahmet Şevki Efendi´nin mezarı gün yüzüne çıkarıldı

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Tarihi Alan Başkanlığı olarak yaptıkları çalışmalar sırasında yeni bir şehit mezarı bulduklarını söyledi.

Tarihi Alanın binlerce şehidin toprak altında kefensiz yattığı bir yer olduğuna dikkat çeken Kaşdemir:? Çanakkale Destanının yazılmış olduğu bu topraklarda her adım başında böyle bir şehit mezarına rastlamak mümkün. Şairin ifadesiyle ?şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda? diye tabir ettiğimiz bu topraklardayız şu anda. Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bir coğrafyadayız, Çanakkale Tarihi Alanındayız? dedi.

Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı olarak arkadaşlarımızla beraber saha çalışması yaparken ve örtü temizliği yaparken bir mezara rast geldik ve hemen çalışmalarımıza başladık ifadelerini kullanan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir: ? Mezar taşını okuduğumuz zamanda 61´nci Alay 4´ncü Tabur 15´nci Bölükten Mülazım-ı Evvel Şevki Efendi Bin Kazım diye ismi okuduk ve hemen akabinde Milli Savunma Bakanlığındaki askeri kayıtlarla araştırmaya başladık. Askeri kayıtlarda da bahsettiğimiz şehidimizin, üsteğmenimizin Şevki Efendi´nin Çanakkale Muharebeleri esnasında yaralanarak şu anda bulunduğumuz Ağadere Mevkiinde bulunan o dönemki askeri hastaneye getirildiği ve muhtemelen de yaralıyken burada şehit olduğu anlaşılmakta. 29 yaşında şehit olan bir üsteğmenimiz ve kayıtlarda da doğum yeri, memleketi şu anda Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Serfiçe kazasının Nasriç beldesi veya köyü. Tabii 1915´de Çanakkale´de destan yazan bu kahramanlar memleketin dört bir yanından buraya gelmişlerdi. Kimi Yunanistan´dan, Makedonya´dan, Balkanların diğer değişik bölgelerinden kimi Halep´ten, Kudüs´ten Çanakkale´ye akın akın vatan savunmasına gelmişlerdi? şeklinde konuştu.

Çanakkale´de mezarı ayrı olarak belirli olan şehit sayısının az olduğuna dikkat çeken Kaşdemir sözlerini şu şekilde sürdürdü:? Çünkü o dönemde şehitlerimiz hemen imkanlar dahilinde bulunduğu bir yere gömülerek defnediliyordu ve genelde de mezar yerleri pek belli değildi. Tarihi alanda mezar yeri belli olan şehidimizin biri Üsteğmen Şevki Efendi.  Biz Tarihi Alandaki bütün bu topraklarda meftun bulunan, kefensiz yatan şehitlerimizi araştırıp onları bulmaya, hatıralarını tekrar canlı tutmaya ve onları halkımızın ziyaretine açmak istiyoruz. Çünkü onlar bu vatan için en büyük fedakarlığı yapmışlar ve canlarını ortaya koymuşlar, fedayı can etmişler. Bizde onların torunları, Tarihi Alan Başkanlığı olarak Çanakkale Ruhunun temsilcileri olan bu kahraman şehitlerimizi en azından etrafını temiz tutarak, onlara gelip bir dua okumalarını ve onların torunlarının onları unutmamalarını sağlamak adına çalışmalar yapıyoruz.

Bu topraklarda kolay yurt, vatan yapılmadığının örneklerinden bir tanesinin şu anda yanı başındayız, baş ucundayız. Biz Çanakkale´de bu toprakları yurt yapmak için, vatan yapmak için bedel ödedik, Malazgirt´ten beri bedel ödüyoruz. Sakarya´da Dumlupınar´da bedel ödedik ve bu topraklarda ayakta kaldık.

Şairin ifadesiyle ?Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır? İşte bu topraklar için, bu topraklar uğruna can veren şehitlerimizin hemen kabrinin yanı başındayız. Dünya yüzünde Türk Milleti kadar yaşadığı toprakları, vatan yaptığı toprakları hak eden başka bir millet yoktur. O yüzden biz Çanakkale´de bu şehitlerimizin sayesinde, onların büyük fedakarlıkları sayesinde bu toprakları hak ettik.

Tarihi Alan Başkanlığı olarak ta çalışmalarımız bu yönde devam edecek. Bütün o dönemden kalan bize emanet ne varsa onları tekrar bulup, hatıralarını canlı tutmak adına, onların bizim için çok kıymetli olduklarını ortaya koymak adına çalışmalarımız devam edecektir?