Dünya coğrafyasında eşi benzeri bulunamayacak güzelliklere sahip Çanakkale’nin bakir topraklarına gözlerini diken enerji şirketlerinin; yatırım yapmak, temiz enerji üretmek ve Ülke ekonomisine katkıda bulunmak amacı ile aldıkları lisansları rant uğruna devredip, yasalara göre Çanakkale’de toprak sahibi olamayacak ancak yasal boşluklardan yararlanıp yabancı sermayeye değerli arazilere sahip olma fırsatı yarattıkları iddia edildi.
Bu korkunç iddiaların adresi eski adı ile İntepe, yeni adı ile Erenköy olarak gösteriliyor. İddialara göre yüzde 99,4 hisseleri yabancı sermayeye ait bir şirkete devredilen yaklaşık 10 bin dönümlük arazide Rüzgar Enerji Santrali (RES) kurulması planlanıyor. Lisansı devralan şirketin Amerikalı sahiplerinin enerji işi ile ilgisi olmadığı ve yasal boşluklardan yararlanıp bu değerli arazilerin sahibi olmayı hedefledikleri ileri sürülüyor.
Hukuk savaşı başlattılar
Bölgede kurulması planlanan Rüzgar Enerji Santrali (RES) ile ilgili eylem yaparak söz konusu yatırıma karşı çıkan köy halkı imza kampanyası başlatarak mahkemeye dava açtı. Rüzgar güllerinin konuşlandırılacağı araziye giden ve aralarında profesörlerin de bulunduğu köylüler, enerji üretimine karşı olmadıklarını ancak enerji üretimi yapılacak diye doğanın ve bölge tarımının da yok edilmesine de razı olamayacaklarını belirttiler. Yaklaşık bin kişinin imzası ile açılan davanın ve hukuk mücadelesinin devam ettiği öğrenildi.
Lisansları kim devretti?
Köylülerin yaptıkları eylem ve açılan davalar ile gündeme gelen sorunun farklı boyutlara ulaştığı belirtilirken, anılan bölgede enerji üretimi yapmak üzere lisans alıp bu lisansı yabancı sermayeye hangi şirket ya da şirketlerin ne karşılığında sattıkları ya da devrettikleri merak ediliyor. Öte yandan Çanakkale yabancıların toprak ya da mülk sahibi olamayacakları Türkiye’deki iki İl’den biri olarak gösterilirken; ilgili Bakanlar Kurulu kararının yabancıların dolaylı yoldan mülk edinmelerine olanak sağlayacağı gerçeğine dikkat çekiliyor.
İşte o Bakanlar Kururu Kararı
“Hazineye ait taşınmazlar; tarım ve hayvancılık yatırımları hariç olmak üzere, birinci fıkra kapsamında en az elli milyon ABD Doları karşılığı Türk Lirası tutarında, en az yüz kişiye istihdam sağlayacak şekilde ve taşınmazın rayiç değerinin en az üç katı tutarında yatırım yapacaklara, 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden doğrudan satılabilir. Bu yerlerin amacı dışında kullanılmayacağına dair tapu kütüğüne şerh konulur”
“Arazi yakınlarında kimlerin arazisi var?”
Lisans sahibi şirketlerin haklarını devrettiği firma olarak gösterilen ve yüzde 99,4’ü Amerikalılara ait olduğu öne sürülen Kovancılar Enerji Üretim Pazarlama A.Ş için tahsis edildiği ve mülkü alındığı belirtilen arazi içerisinde bulunan bazı arsa ve arazilerin sahipleri arasında Çanakkale siyasetinin ve önemli kurum ve kuruluşlarının önde gelen yöneticilerinin olmasının kafaları karıştırdığı da iddia ediliyor.
Sosyal Medyada geniş yankı buldu
Erenköy’deki gelişmeler sosyal medyada da geniş yankı buldu. İşte sosyal paylaşım sitesinde paylaşılan bazı tepkiler:
“1915 `te atalarımız "Çanakkale Geçilmez" derken, şimdi paravan şirketler aracılığı ile yabancılara mülk satışı yapılarak Boğaz`ın kenarları RES `ler ve elektrik dağıtım sahaları haline getirilmeye çalışılıyor. Doğaya saygısı olan hiç kimse buna razı olmamalıdır. Yukarıdaki resime Çanakkale de yaşayan herkesin iyi bakmasını dilerim. Rüzgar enerjisine EVET Doğa güzelliğimizin katledilmesine HAYIR”
“Bu gün Milli Şairimiz ve Milli Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy`un vefatının 78. yıl dönümünde yukarıdaki resimdeki topraklar için yazdığı Milli marşımızdan bir dörtlüğünü sizlerle paylaşarak kendisine rahmet ve şükranlarımı arz ederken; bu toprakların "yeşil dolarlar" uğruna yabancı şirketlere(paravan yerli iş bitiriciler aracılığında) feda edildiğini üzülerek ve kahrolarak bildirmek isterim. Ey Milliyetçiler, Ey Ümmetçiler, Ey Yurtseverler, Ey Devrimciler, Ey Cumhuriyetçiler gelin hep beraber bu yabancı talanına dur diyelim. en azından Çanakkale şehitlerinin aziz hatırası için bunu yapalım. Boğazın kenarındaki RES` karşı sesimize ses verin : Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
“Bazıları bana “Doğa” der. Bazıları da “Doğa Ana”. 4,5 Milyar yıldır buradayım, yani sizden çok uzun zaman önceden beri… Benim insanlara ihtiyacım yok, insanların bana ihtiyacı var. Sizin geleceğiniz bana bağlı. Bütün bu toprak, okyanuslar, ormanlar hepsi benim. Canlıları besleyen de, aç bırakan da benim. Bunların hepsini alabilirsiniz, beni umursamadan yaşayabilirsiniz. Benim için hiç sorun değil, ben her zaman bir yolunu bulurum ve değişerek varlığımı sürdürürüm. Siz ancak kendi kaderinizi belirlersiniz, benimkini değil”
