İlk günden itibaren ‘Yeter Söz Milletindir’ diyen bir ekolün temsilcileri olarak; aziz milletimizin en doğru kararı vereceğine her zaman güvendik. Seçim sürecinin başından itibaren; hizmetlerin, projelerin yarıştığı huzur içinde bir süreç yaşamayı arzu ettik. Ancak yaşadığımız seçim, sıradan bir seçim değildi. Türkiye’nin bir dünya gücü olması yoluna sekte vurmak isteyenlerle, “Tam Bağımsız Türkiye” idealini hayata geçirmek isteyenler arasında bir seçim oldu. Demokrasi; halkın iradesini olduğu gibi kabul etmeyi ve gereken dersi almayı gerektirir. Umuyoruz ki; 6’sı 7’si bir araya gelenler, halkımızın verdiği mesajı almıştır ve Türkiye’nin bölünmez bir bütün olduğunu, ayrılıkçıların destekleriyle yola çıkılması halinde yolda kalacaklarını görmüşlerdir. Umuyoruz ki; devlet yönetmenin ciddi bir iş olduğunu ve halı sahaya adam toplar gibi her önüne gelene Cumhurbaşkanı Yardımcılığı dağıtmanın doğru bir yol olmadığını görmüşlerdir. Milletimiz, yurtdışında ellerini ovuşturanların baharını kışa çevirmiştir. Bizler, halkımızın verdiği mesajı anlıyor ve kabul ediyoruz. Deprem bölgesinde, sırf Kılıçdaroğlu’na oy vermediler diye gönderdikleri iki botu haram etmeye kalkanlardan değiliz. Biz; bunları yapanlardan olmadığımız için 21 yıldır iktidardayız. Aziz Milletimiz; Atatürk’ün, Türkeş’in Menderes’in adını kullanarak kendisini aldatmaya çalışanların hevesini kursağında bırakmış ve bize de kendini bir parça daha toparla ve yola devam et demiştir. 28 Mayıs’ta da sandıktan, bugüne kadar olduğu gibi yine Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkacağından zerre şüphemiz yoktur. Hiç kimse, kusuru halkta aramasın. Kendi oluşturdukları seçim sistemini dahi çalıştıramayanların, sandıkları takip etme kabiliyetini gösteremeyenlerin, memleketi yönetebilmesi ihtimaline dahi halkımız fırsat vermez. Bu vesileyle; bu yorucu süreçte çaba gösteren, gece gündüz koşturan Cumhur İttifakı gönüllülerimize teşekkür ediyorum.
