Çanakkale Kolejinde Ders Zili Çaldı

Çanakkale Kolejinde Ders Zili Çaldı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer beraberinde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Erdem ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Levent Genç; Çanakkale Koleji´nde düzenlenen 2015-16 Eğitim Öğretim yılı açılış törenine katı

Rektör Acer, böyle güzel bir ortamda bulunmaktan dolayı mutluluk duyduğunu ifade ederek; ?Üniversite ortamının biraz ciddi atmosferinden böyle cıvıl cıvıl bir ortama gelmek gerçekten bizi çok mutlu ediyor. Bundan sonra da sık sık gelmeyi isteriz. İnşallah sizleri de üniversitede ağırlarız? dedi. Rektör Acer, Çanakkale Koleji´ndeki açılış dersini verirken ise bazı önemli hususlara değineceğini kaydetti. Acer; ? Sevgili öğrenciler ülkemiz büyük bir ülke hem nüfusuyla, hem ekonomisiyle, hem sosyal hayatıyla, hem tarihiyle gerçekten büyük bir ülke. Bu ülkede şu an ilkokul, ortaokul, lise de 17 milyondan fazla öğrencinin eğitim öğretime başladığı bir gündeyiz. İlk defa okula ayak basan öğrencilerimizin sayısı ise 1 milyon 600 binden fazla. Bu ne kadar geleceği parlak bir ülke olduğumuzu bize gösteriyor. Çanakkale Koleji 1996 yılından beri 20 yılı geride bırakmış, büyük bir tecrübe biriktirmiş her yönüyle kendini geliştirmiş hatta özel okullar içerisinde Çanakkale´ye öncü olmuş bir okul. Hatta daha da önemlisi bu okulun öğrencilerine kazandırmak istediği meziyetler anlamında baktığımızda da gerçekten çok büyük çok değerli unsurlar olduğunu görüyoruz. Örneğin öğrencilerimizin kendi kendini geliştirebilen öğrenciler olmasını sağlamayı temel bir amaç edinmiş. Bu hepimizin herhangi bir eğitim kurumunda görmeyi arzu ettiği bir unsur. Şu an çatısı altında olduğumuz Çanakkale Kolejinin bunu amaçlamış olması burada çocukları okuyan anne babalara çocuklarımızın geleceği için büyük bir güven ve cesaret vermeli. Çocuklarımız başka bir şey ister; biz başka bir şey isteriz. Bu gerçekten çoğu kez çözmekte zorlandığımız bir çelişkidir. Hem bir baba olarak hem de eğitimde belli bir tecrübesi olan biri olarak şunu söylemem gerekir. Aslında çocuklarınızın ne istediğinden ,bizim ne istediğimizden ziyade çocuklarımızın ne yapabildiği önemlidir. Becerilerinin ne olduğu önemlidir. Bazen çocuklarımız öğrencilik dönemlerinde veya üniversiteye gelmeden önce öyle meslekler öyle alanlar hayal ederler ki bu bazen bizim istemediğimiz veya istediğimiz bir şey olabilir. Gerçekten doğru bir şey midir, çocuklarımız bunu bilebilecek yaşta değillerdir. Çünkü her mesleğin detayı henüz çocukların bilebileceği bir şey değildir. Daha çok cazibesine kapılabilirler. Çocuklarımız ne istiyorsa o olsunlardan ziyade neyi yapabiliyorların tesbit edilmesi lazım. Eğitim öğretim çocuklarımızın yeteneği nedir, neyi başarabilirler onu tesbit edebileceğimiz bir süreç olmalı. Çocuklarımızın bu açıdan gözlemlenmesini bilmemiz lazım. Her çocuğun becerisi farklı alanlarla ilişkili olabilir. Çocuklarımızın yeteneğini tesbit edebileceğimiz bir süreç olmalı. Çocuklarımız başka bir şey olmak isterken biz onları başka bir şey yapmaya çalışmayalım. Çocuklarımıza da söyleyeceğimiz şeyler var. Eğitim öğretim uzun bir süreç. Çocukların eğitim öğretime nasıl baktığı hepimizin üzerinde durması gereken bir mesele. Ben ortaokul 1.sınıftan itibaren kendi ailemden uzak bir yerde okudum. Bu bana eğitim öğretim süreci açısından bazı gözlemlerde bulunma fırsatı verdi. Şunu gördüm ki ne yapıyorsak kendimizin başarmaya çalışması lazım. Yanıbaşımızda sürekli anne babamızın bulunuyor olmasını beklemememiz lazım. Kendimiz yapabiliyor ve başarabiliyor olmamız lazım. Bu tüm hayatımız boyunca bize güç verecek asıl unsurdur. Karşılaştığınız zorlukları aşabilmekte tek yol sizin kendinize güvenmenizdir. Bizim öğrenciliğimizle karşılaştırdığımda ben sizleri şu açıdan şanssız görüyorum. İletişim çağının bu kadar geliştiği bir dönemde sizleri meşgul edecek o kadar çok alan oluştu ki asıl unsurları kaybetmek çok kolaylaştı.  Bu zararın ortadan kaldırılması nasıl başarılabilir. Bunun başarılması bence sizin kişisel disiplininizle ilgili. Neyi, ne zaman ve ne kadar yapacağına ilişkin  sürekli bir disiplin oluşturmaktan başka çare yok. Çok şey değişir, öyle değerler vardır ki hayatın hiçbir döneminde ve bundan sonra da önemini yitirmeyecektir. Onların başında ahlaki değerler gelir. Şartlar, teknoloji ne kadar değişirse değişsin bir sosyal varlık olarak ahlaki değerler hiçbir zaman önemini yitirmeyecektir. Ahlaki değerler adalet gibidir, her an hepimize lazımdır. Bundan sonra da lazım olacaktır. Sevgili öğrenciler, bu anlamda davranışlarınızın, kişiliğinizin bizim belirli değerlerimize uygun olmasına her zaman dikkat edin.  Göreceksiniz ki yaşınız ilerledikçe, büyüdükçe ahlaki değerlerin ne kadar önemli olduğunu hatta herşeyin temelini oluşturduğunu sizlerde bizzat göreceksiniz. Başarının hepimiz için geçerli bir tanımı yoktur. Eğer başarıyı, istediğiniz şeyleri yapabilmek olarak görüyorsanız ve istediğiniz bazı şeyleri yapamadıysanız bilin ki bu başarısızlık olarak görülmemeli. Bunu yapmak istediğiniz şeye giden yolda size kattığı bir tecrübe olarak görmeniz lazım.  Eğer bazı olmadık şeyleri başarısızlık olarak görmeyipte sizi daha çok güçlendirecek şeyler olarak görürseniz sonuçta başarınızın büyük oranda artacağını sizlerde göreceksiniz.  Eğer ortada bir başarısızlık olduğunu düşünüyorsanız; yapacağınız ilk şey etrafınızdaki birilerini suçlamak olmamalı. Ne anneniz, ne babanız, ne öğretmenleriniz, ne arkadaşlarınız ilk suçlanacak kişiler olmamalı.  İlk kendinizi suçlamalısınız ki siz üzerinize düşen şeyleri tesbit edip yapabilin.  Sürekli başkalarını suçlayan bir yaklaşıma sahip olursanız gerçekten kendi önünüzü kendiniz kapatmış olursunuz. Çanakkale benim ilk geldiğim yıllarda küçük bir kasaba görüntüsündeydi. Bugün ÇOMÜ ve bazı eğitim kurumlarının gelişmesiyle ki onlardan bir tanesi Çanakkale Koleji´dir, bugün gerçekten Çanakkale hem şehir olarak, hem de sosyal ortam olarak ciddi bir noktaya geldi. Alakasız gibi gözükebilir ama şu an çatısı altında bulunduğumuz kurumun gelişmesi bile, bizim üniversitemizin gelişmesiyle doğrudan ilişkilidir. Çanakkale´nin gelişen ortamı bizim daha kaliteli hocaları buraya getirmemize imkan sağlıyor. Personelimiz çocuklarının daha iyi eğitim almasına imkan sağlıyor. Dolayısıyla Çanakkale Koleji´nin ve diğer okulların iyiliği, gücü aynı zaman Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi´nin, Çanakkale´nin gücüdür. Çanakkale bu kadar mesafe katettiyse bundan sonrada eğitim öğretim kurumları vasıtasıyla bu mesafeyi katedecektir. Çanakkale bir eğitim öğretim şehri haline geliyor ve bunda özel okulların büyük katkısı var. ? Rektör Acer son olarak tüm öğrencilere sağlıklı, mutlu ve başarılı bir eğitim öğretim dönemi geçirmelerini diledi. Çanakkale Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Karakaş günün anısına Rektör Acer´e plaket ve çiçek takdim etti.