Burak Ünal’ın “şaşırıyoruz” dediği ve ‘Yerel Aktör’ olarak nitelediği şahsı, bölgedeki jeotermal ruhsatları veren Müdürlüğe en yakın konumda olan ve “suyumuz, sularımız” diye bağıran ve “halkın temsilcisi çevreci arkadaş” olarak değerlendirdi ve “çevreci arkadaşa sormak lazım” diyerek çarpıcı sorular yöneltti. Yazıya çok çarpıcı yorumlar da geldi.
İşte Levent Burak Ünal’ın sosyal paylaşım sayfasındaki hesabından paylaştığı o düşündürücü yazı:
“Mühendis, Tekniker, Çavuş, Operatör, İşçi vs. İlgili olduğu ve çalıştığı sektörden ekmek yer, patron ise işler iyi giderse sektörün ekmeğini yer… Maden mühendisi arkadaşımız; uçak, gıda, ziraat, su ürünleri vs. mühendisliği yapamaz, maden ve madenlerle ilgili sektörlerden ekmek yer, madenin sahibi de çok riskli ve zor şartlarda da olsa, her türlü yatırımı yaparak, sektörden ekmek yemeye çalışır… Maden sektörü geniş bir yelpazedir, jeotermal suları da kapsar… Kaz dağlarında altın vs. madenciliğine “hayır” derken, altın firmaları yada başkaları tarafından, dağın jeotermal sularının ruhsatlandırılmasına ve hatta ciddi rantla başkalarına satılmasına göz yuman o dönemin sözde çevrecisine ve yerel aktörüne şaşırıyoruz….
Jeotermal ruhsatları veren Müdürlüğe en yakın konumda olan, “suyumuz sularımız” diye bağıran, halkın temsilcisi çevreci arkadaşa sormak lazım; kaç adet ruhsatlanmış ve ileride dokunamayacağımız su kaynağı ruhsatı varmış? Araştırmış mı? Aklına gelmiş mi? Biliyor mu? Neden bu ruhsatlarla ilgili bugüne kadar hiçbir açıklama yapmamış? … Kimlere ait olduğunu da sormak lazımda, altın vs. diye işi yönlendirirken, suyun altından işleri kim yürütecek değil mi? …
Unutmadan; zehirli zirai ilacın formülü ile siyanürün kimyasını ve formülünü, her bir ilgili teknik insan, iyi bilr”…
Paylaşılan yazıya yapılan yorumlar
Levent Burak Ünal’ın paylaştığı yazıya ilginç yorumlar da yapıldı. İşte o yorumlar: “Çalışma hayatının en büyüğünden en alt kısmına kadar herkese hitabeden yazılan yazı... Özellikle madenler için bir yazı. Çoğu kişi eminim eline sağlık demiştir..!!!”.
“Memleket vatan olmaktan çıkmış açık pazar haline gelmiş. Her yeri kadastro parseli olarak gören zihniyet .......”.
