Bu yıl ilki düzenlenen Türken Vakfı iftarına AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Türkiye´nin Ankara Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, TÜRGEV Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Türken Vakfı İngiltere Başkanı Hakan Camuz´un yanı sıra Londra´daki inanç gruplarının temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler, siyasetçiler, iş adamları ve öğrencilerin de aralarında olduğu çok sayıda davetli katıldı. İftar davetinde açıklamalarda bulunan AK Parti Grup Başkanvekili Turan, Türken Vakfının sağladığı desteklerle farklı alanlarda öğrenim gören öğrenciler bulunduğunu belirterek, vakfın İngiltere´de kurulmasının üzerinden bir yıl bile geçmeden gösterdiği başarıyı övdü. Turan, ? Yüzlerce gencimizle bir aradayız. Bu, Türkiye´nin geldiği noktayı gösteriyor. Daha eğitimli, dil bilen insanların yetiştiğini görmek büyük bir bahtiyarlık.? diye konuştu. Türken Vakfının destek verdiği gençlerin Türkiye´nin ihtiyaç duyduğu ehliyet sahibi insanlar olacağını ifade eden Turan, ?Buradaki yüzlerce genci, ülkesine dönüp hizmet etmek için hazır, sırada bekleyen insanlar olarak gördüm.? dedi. Turan, Türkiye´nin artık dünyaya açılan sivil toplum kuruluşlarına sahip olduğunu, Türken Vakfının da buna bir örnek teşkil ettiğini kaydetti. Türken Vakfı iftarının konuklarının uluslararası niteliğine de dikkati çeken Turan, bunun, sığınmacılara kapısını kapatan ve İngiltere´nin ayrılması ile bölünme noktasına gelen Avrupa Birliği´ne de örnek olması gerektiğini söyledi. Turan, ? AB büyük umutlarla ortaya konan bir proje. Fakat son dönemde AB içerisinde artan bir İslamofobi sorunu var. Gurur duyarak söylüyorum ülkem 3 milyona yakın Suriyeliye ev sahipliği yaparken AB bunu bir mülteci sorunu olarak görüyor. AB kurucu değerlerini hatırlayıp, oryantalist ön yargılarını terk ederek Türkiye´ye bakmak zorundadır. Dışlayıcı değil kapsayıcı bir stratejiye ihtiyaç var? dedi. Birleşik Krallık´ta geçtiğimiz hafta gerçekleşen referandumu da değerlendiren Turan ?İngiltere´deki referandum da gösterdi ki, yeni bir dünya savaşı yaşanmasın diye kurulan ve barışı amaçlayan Avrupa Birliği büyük bir krizle karşı karşıya. Eğer Avrupa bu krizden çıkmak istiyorsa korku siyasetine teslim olmamalıdır. Toplumunu Türklerle korkutarak, referandumdan olumlu bir sonuç elde etmeyi ummak siyasi vizyonsuzluktur. 2. Dünya Savaşında ırkçılık ve antisemitizm bir soykırıma neden oldu. Bugün de ne yazık ki aşırılık yanlısı politikalar güç kazanıyor. Bunu engellemenin yolu da Avrupa´nın kurucu değerlerine yeniden dönmesinde yatar. Eğer bu yolda adımlar atılmazsa, İngiltere´nin ve muhtemel başka ülkelerin de AB´den çıkması, AB´nin bitişinin başlangıcı olur? dedi.
