? Barışa İhtiyacımız Var?

? Barışa İhtiyacımız Var?

İDA Dayanışma Derneği Başkanı İlhan Pirinçciler savaşın korku, acı, şiddet ve gözyaşı olduğunu söyledi.

İDA Dayanışma Derneği Başkanı İlhan Pirinçciler; ? Savaş insanların ölmesi, yaralanması ya da sakat kalmasının yanı sıra; korku, acı şiddet ve gözyaşı demektir? dedi. Pirinçciler yaptığı açıklamada; ? Savaş, yalnızca geçmişteki ya da bugünkü mağdurlarını değil, süreğen etkisiyle sonraki kuşakları da örseleyecek ağır bir toplumsal travmadır. Savaşlar yalnızca mağdurlarını değil, televizyon ekranlarından odamıza bir ?aksiyon filmi? gibi giren şiddet ve yıkım görüntüleri ile en fazla çocukları ve kadınları etkilemektedir. Ülkemizde etnisite ve mezhep ayrılığı nedeniyle yaşanmış olan Dersim ve 6-7 Eylül olayları, Çorum, Maraş ve Sivas katliamları ve Güneydoğu´da son 30 yıldır on binlerce kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan çatışmalar (gayrı nizami savaş) ülkemizde toplumsal barışı zorlamaktadır. Hem ülkemiz hem de Dünyanın geneli, özellikle de Ortadoğu halkları için zor ve kanlı yaşanan bu süreç, tüm insanlığa barışın gerekliliğini ve önemini bir kez daha göstermektedir. Süregelen siyasi iktidarların siyasi ve mezhepçi ayrımcı yaklaşımları ile zaten uzun yıllardır dışlanmış olanları, daha da öteleme amacı güden politikalar içinde bulunduğumuz durumu daha da kötüleştirmekte, her geçen gün bizi barıştan daha da uzaklaştırmaktadır. Nefret söylemleri ile toplumda ayrışma politikalarını besleyen iktidar, tabanını ancak bu söylemlerle sağlamlaştırdığını düşünmekte ve nefreti yaymaktan kaçınmamaktadır. Evladını yitiren anneleri meydanlarda yuhalatan, Ortadoğu´da yaşanan katliamlara verilen desteğe kadar uzanan, tehditkâr ve kindar üslup ile toplum bölünmeye çalışılsa da; ülkemizde barıştan, özgürlükten ve demokrasiden yana olanlar mücadele etmekten vazgeçmeyecektir. Ortadoğu halklarının maruz kaldığı katliamlarda şu an müstafi durumda olan iktidarın politikalarının oynadığı rolün farkındayız. Roboski ve Reyhanlı katliamlarının, bu ötekileştiren ve düşmanlaştıran politikaların ürünü olduğunu biliyor,  aynı zamanda ranttan ve talandan beslenen zihniyetin barıştan yana olmasını beklemiyoruz. Ortadoğu´nun talanında oynadığı rol yetmezmiş gibi, siyasi iktidarın ırkçı, mezhepçi ve tahrik politikalarının ülkemize sığınmak durumunda kalan Ezidi ve Suriyeli kitleleri zor durumda bıraktığını görüyoruz. Suruç´ta 20 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleştirilen bombalı saldırıda, onlarca masum gencin katledilmesiyle başlayan ve daha sonra iki polisin öldürülmesi ile devam eden günlerde, son iki haftada 50´den fazla kişinin terör ve çatışma ortamına kurban edilmesi, ülkemizde 90´lı yılları hatırlatan bir ortamı yaratmıştır. Bizler bu çatışmalı sürecin tamamında siyasi iktidarın yürüttüğü politikaların rolü olduğunu biliyoruz. Müstafi hükümet, yine toplumun çoğunluğunun idrakinde olduğu gibi,  gençlerimizi ölüme yollayarak, şehit cenazelerinin yükselteceği milliyetçi dalgayla tek başına iktidar olmanın hayallerini kuruyor. Bu uğurda gözünün hiçbir şeyi görmediği artık çok net ortadadır. Öte yandan, ?IŞİD´le mücadele ediyoruz? adı altında yaratılan  görüntü ve senaryolar, herkesin aklıyla alay edecek kadar pespaye düzeyde kalmakta, aksine IŞİD´le olan bağlantısı ve desteği ayyuka çıkmış bir iktidarın onu korumaya, lojistik ve askeri destek vermeye çalıştığı artık bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşmektedir. Ulusal ya da uluslararası sorunlarını dayatma, şiddet ve güç kullanma yoluyla çözmeye çalışan bir iktidar toplumu giderek bir şiddet toplumuna dönüştürecektir. Şiddet şiddeti doğuracak, şiddet sarmalı giderek büyüyecektir. Savaş ortamı, amaca ulaşmak için şiddet kullanımını meşrulaştıracak ve insan öldürmenin ?önemsiz bir şey? olduğu fikrini yaygınlaştıracaktır. En önemli tehlike budur. Bu tehlikeye karşı başta yöneticiler olmak üzere tüm toplumun duyarlı olması, savaşa karşı durması ve barış için çalışması gerekmektedir. İşte tam da bu dönemeçte İda Dayanışma Derneği olarak Çanakkale´de barıştan yana tutum sergileyen her kesimle ortaklaşa çalışma yürütmenin gereğine inanmaktayız. Barışın dışlama ve ötekileştirmenin değil, kaynaşma ve dayanışmanın ürünü olduğunu çok iyi bilmekteyiz. Bu sebeple Çanakkale´de kurulan ve bir çok meslek örgütü, siyasi parti, dernek ve kentin ileri gelenlerinin de yer aldığı Barış Bloğu´na desteğimizi sunduğumuzu saygılarımızla açıklıyoruz. Barış taleplerimizi yenileyerek bir kez daha ifade ediyoruz; barış hemen ve şimdi? dedi.